Sivil Toplum Kuruluşları ve Medyaya Çağrı

Geçtiğimiz haftalarda Tunus ve Mısır'da yaşananlar, bugün Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın diğer ezilen halklarını harekete geçirdi. Başta Libya, Bahreyn, Cezayir ve Yemen olmak üzere pek çok ülkede halk, temel hak ve özgürlükleri için, diktatörlerine karşı sokaklara döküldü. Fakat, demokrasi ve insanlık adına olumlu saydığımız bu gelişmelerin bir de acı tarafı var: Bu ülkelerin diktatörleri kendi halklarına karşı topyekûn savaş açmış durumdalar. Sadece Libya ve Bahreyn'de, 16-17 Şubat tarihlerinde, diktatörlerin silahlı çeteleri tarafından öldürülen insan sayısı 100'ü geçmiştir. Ve bu sayı giderek artmaktadır...

 

Ezilen halklara karşı açılan savaşın, bütün insanlığa açılmış bir savaş olduğuna inanan bizler, Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarına ve medya organlarına sesleniyoruz:

 

İdeolojiniz, inancınız, öncelikleriniz her ne olursa olsun bu bir acil insani yardım ve dayanışma çağrısıdır.

Son iki gündür, özellikle Libya ve Bahreyn'de yaşanan olaylara tek bir isim verilebilir: KATLİAM!

İçinde bulunduğumuz süreçte kamuoyunun ve ana akım medyanın dikkatini bu bölgede yaşanan katliamlara çekmenin hayati önemde olduğunu düşünüyoruz.

Çünkü gerek Libya'dan gerek Bahreyn'den iletişime geçtiğimiz aktivistlerin bizlere söyledikleri tek bir şey var: “Sesimizi duyurun!”.

Mısır'da yaşanan süreçte Türkiye'deki dayanışma hareketlerini organize eden başta DSİP ve IHH olmak üzere bütün sivil toplum kuruluşlarını ve sivil örgütleri bir an önce harekete geçmeye davet ediyoruz.

Yapılan katliamlara karşı büyük şehirlerimizdeki temsilcilik önlerinin ve meydanlarımızın boş kalması bizim ayıbımızdır.

Böylesi organizasyonların, aynı zamanda, diktatörleri tarafından katliama maruz bırakılan halklarla güzel bir dayanışma örneği olacağına inanıyoruz.

 

Lütfen katliamlara kayıtsız kalmayın ve örgütlerinizi bir an önce harekete geçirin.

 

Ve Türkiye medyası:

 

Yaşanılan süreçte medyanın tavrının bir tür duyarsızlık değil, imkânsızlık olduğuna inanmak istiyoruz.

Çoğu medya kuruluşunun özellikle Libya gibi dışa kapalı ülkelerden, doğrudan haber aktaracak çalışanları olmadığının farkındayız.

Ancak, Mısır örneğinde El-Cezire’nin gösterdiği gibi, sosyal medya ve diğer haber kaynaklarına erişim imkânlarınızı kullanarak bu süreçteki vazifenizi yerine getirebileceğinizi düşünüyoruz.

Sizden talebimiz Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan ve her bir ayrıntısı bizleri de ilgilendiren bu olaylardan kamuoyunu haberdar etmenizdir.

Bu süreçte Türkiye medyasının önemli bir sınavdan geçeceğine inanıyor ve sizleri mesleki ve insani sorumluluğunuzu yerine getirmeye çağırıyoruz.